SAHİH-İ MÜSLİM

Bablar Konular Numaralar  

HUDUD BAHSİ

<< 1689 >>

NUMARALI HADİS-İ ŞERİF:

 

11 - (1689) وحدثني سلمة بن شبيب. حدثنا الحسن بن أعين. حدثنا معقل عن أبي الزبير، عن جابر؛

 أن امرأة من بني مخزوم سرقت، فأتى بها النبي صلى الله عليه وسلم. فعاذت بأم سلمة زوج النبي صلى الله عليه وسلم. فقال النبي صلى الله عليه وسلم (والله! لو كانت فاطمة لقطعت يدها) فقطعت.

 

{11}

Bana Seleme b. Şebîb de rivayet etti. (Dediki): Bize Hasen b. A'yen rivayet etti. (Dediki): Bize Ma'kıl, Ebû'z-Zübeyr'den, o da Câbir'den naklen rivayet etti ki,

 

Benî Mahzûm kabilesinden bir kadın hırsızlık etmiş de Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'e getirilmiş; ve hemen Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in zevcesi Ümmü Seleme'ye sığınmış. Bunun üzerine Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem):

 

«Vallahi bu kadın Fâtıme olsa mutlaka elini keserdim!» buyurmuş; ve kadının eli kesilmiş.

 

 

İzah:

Bu hadîsi Buhâri: «Enbiyâ, Hudûd» ve «Fadlu Usâme» bahislerinde; Ebû Dâvûd, Tirmizî ve İbni Mâce «Hudûd»da; Nesaî «Katı'» bahsinde muhtelif râvilerden tahrîc etmişlerdir.

 

Rivayetlerin mecmuundan anlaşıldığına göre Fetih yılında Benî Mahzûm kabilesinden Fâtinie binti Esved nâmında bir kadın Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in evinden bir kadife (bir rivayette zînet eşyası) çalmış. Ashab işi büyüterek kadını yâ af yahut fidye yolu ile kurtarmayı düşünmüşler. Bu hususta Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) ile ancak Hz. Usâme b. Zeyd'in konuşabileceğini ileri sürerek onu konuşturmuşlar. Fakat Resulü Ekrem (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) bu teklifi hadîste beyan edildiği şekilde red etmiş; ve hutbe okuyarak Benî îs'râîIin helakine sebep, itibarlı hırsızın elini kesmeyip bu işi zayıf ve itibarsız hırsıza tatbik etmeleri olduğunu beyân buyurmuş. Hutbesinin sonunda ailesinin en kıymetli ferdi olan kızı -Fâtirae (Radiyallahu anha)'ya işaretle: Bu işi o bile yapsa elini mutlaka keseceğine yemin etmiş. Neticede kadının eli kesilmiş. Kadın ondan sonra ıslah-ı hal ederek evlenmiş. Hattâ bâzı hacetlerini sormak için Hz. Aişe'nin evine gelirmiş.

 

Hadîsin bir rivayetinde kadının ariyet yolu ile (yâni emaneten) eşya alıp sonra onları inkâr ederdiği kaydedilmektedir. Ulemâdan bâzıları bununla istidlal etmiş; ve: «Bir kimse nisâb mîkdarı bir malı emaneten alır da inkâr ederse eli kesilir.» demişlerdir. İmam Ahmedle îshâk'in mezhepleri budur. Fakat Medine ve Küfe uleması ile cumhurun ve Şâfiîlerin kavilleri buna muhaliftir. Onlara göre emaneten alınan bir malı inkâr etmekle el kesilmez. Delilleri kitabımizın rivayetleridir. İbni'l-Münzir burada bir te'vîl yaparak : «Caizdir ki, bu kadın emaneten eşya almış da inkâr etmiş; sonra hırsızlık ederek eli kesilmiştir.» diyor. Nevevî bu te'vîii te'kîden şunları söylemiştir:

 

«Ulemâ diyorlar ki: Burada maksat, elin hırsızlık sebebi iie kesilmesidir. Emaneten alma meselesi kadını ta'rîf ve tavsif için zikredilmiştir; el kesmeye sebep olduğu için değil!.. Filhakika Müslim bu hadîsi başka tarîklerde. (Kadın hırsızlık etti; ve eli hırsızlık sebebi ile kesîldİ) şeklinde zikretmiştir. Binâenaleyh rivayetlerin arasını bulmak için bu rivayeti de onlara hamletmek gerekir; çünkü hâdise birdir...»